Güzel atlar ülkesi olarak bilinen Kapadokya, her mevsim ziyaretçi akınına uğrayan önemli turistik yerlerimizin en başında geliyor. Şehir hayatından uzaklaşmaya, nefes kesici manzaralar ve rahatlatıcı su sesiyle spor yapmaya, bölgeye has şarapları denemeye, gün doğumunu devasa balonlarda karşılamaya kısacası bir gezi için her türlü amacı ziyaretçilerine sunmayı başarıyor.Bu yazımızda sizlere yine Kapadokya’daki önemli bölgelerden Ortahisar’da gezilecek yerleri göstereceğiz.
Merkez ili Nevşehir olarak kabul edilen ancak doğuda Kayseri’yi, batıdan Aksaray’ı, kuzeybatıdan Kırşehir’i ve kuzeydoğudan Yozgat şehirlerini kapsıyor olması farklı tarihi dokulara ve hikâyelere tanıklık edilmesini de sağlıyor. Benzersiz jeolojik yapısı, kültür ve tarih mirası ile dünyada benzersiz yeri olan Kapadokya birbirinden meşhur kiliselerin, yer altı şehirlerinin ve meşhur peri bacalarının bulunduğu Göreme, Uçhisar, Avanos, Ürgüp, Ortahisar, Zelve gibi başlıca bölgelerinde gezerken unutulmaz anlara tanıklık ediliyor.
Bu bölgelerin arasında gezilmesi gereken yerleri en zengin olan bölgelerden biri Ortahisar’dır. Ortahisar ve Kapadokya Etnografya Müzeleri, meşhur Ortahisar Kalesi, Hallaç Manastırı gibi Kapadokya’yı özel kılan birçok yer de burada bulunur. Birbirini takip eden yıllarda sırayla Etiler, Frigyalılar, Likyalılar, Persler, Romalılar ve Roma’nın Bizans eline geçmesiyle Bizanslıların hakimiyetiyle varlığını sürdüren bölgede farklı medeniyetlere has birçok ize rastlamak mümkün oluyor. Her birinin kendi inanç ve yaşam şekillerine göre düzenlenen kiliselerde bunun en iyi görülebileceği yerler arasında olduğu söylenebilir.
Ortahisar
Bu bölgeyi bu kadar özel kılan nedenlerden birisi Kapadokya’nın kendine has olan o yöresel dokusunun bozulmadığı, tüf kayalardan oluşan evlerinin güzelliği olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Çünkü buranın tarihi dokusunu görselliği bu kadar farklı ve güzel bir şekilde yansıtan köy merkezi bölge yaşantısının doğrudan tanık olunabildiği bir bölgedir.
Ortahisar’a ulaşmak için tercih edilebilecek farklı yol seçenekleri mevcut. Bölgeye otobüsle gitmek için öncelikle Nevşehir il merkezine ulaşıp, buradan Kapadokya-Ortahisar araçlarına binebilirsiniz. Havayolunu tercih edenler için gezi rotasını buradan başlatacaksanız; Kapadokya ve Nevşehir Havalimanlarını tercih ederek buradaki servis ya da otel transfer hizmetleri sayesinde ulaşabilirsiniz.
Türkiye’nin hemen her şehrinde sıklıkla düzenlenen Kapadokya turları sayesinde ise direk olarak turların kendi ulaşım imkânlarından faydalanarak ekstra bir zahmete düşmeden her bölgeyi rahatlıkla gezebilirsiniz. Ancak eğer şahsi aracınızla gezecekseniz bunun için Nevşehir-Ürgüp karayolunun 5. Kilometresinde Ortahisar’a ulaşabilirsiniz.
Gezi rotanıza nereden başlayacağınızın çok bir önemi yok çünkü Göreme, Ürgüp ve Ortahisar birbirlerine çok yakın bölgeler. Bu nedenle farklı yerlerin gezi rotalarını araştırırken, örneğin Ürgüp gezilecek yerler listesinde bölgelerin kesişimde yer alan aynı yapılara rastlayabilirsiniz.
Ortahisar gezilecek yerler açısından bu kadar zengin olunca nereden başlamaya karar verilmesi de pek kolay olmuyor. Yine de burayı en meşhur yapan o devasa balonlarla sabahın ilk saatlerini karşılamak yapmanız gereken etkinliklerin başında yer alabilir. Ardından gün içinde balonla gördüğünüz yerleri tek tek gezerek unutulmaz balon deneyimini daha da kalıcı kılabilirsiniz. Her mevsim ziyaret edilen bölgeyi ziyaret etmek için yaz mevsimini tercih edecekseniz aklınızda bulunmasında fayda var: Haziran aynıda çok güzel etkinliklerden biri olan Kapadokya Bisiklet Festivali ya da Ürgüp Bağbozumu gibi etkinlikler gezinizi daha da renklendirecektir.
Kasabanın merkezinde görkemli bir şekilde duran kaleyle başlamak kaçınılmaz ancak bundan sonra da etraftaki müzelere ve kiliselere sıra geliyor.
Ortahisar Gezilecek Yerler
Soğuk Hava Depoları
Bölgenin böylesine ilgi gören ve değerli olmasını sağlayan diğer neden ise Kapadokya’nın turizme açılan ilk bölgesi olmasından kaynaklanıyor. Burası aynı zamanda Türkiye’nin soğuk hava deposu olarak da biliniyor. Çünkü bölgede tüf kayalar içerisinde yer alan yüzlerce soğuk hava deposu bulunuyor.1950’li yıllardan bu yana bölge ekonomisine önemli katkıları olan bu depoların şu anki sayısının 700’ü aşkın olduğu söyleniyor.
Önceleri barınak olarak kullanıldığı düşünülen bu kaya kovukların soğuk hava deposu olarak kullanılmasıyla Akdeniz Bölgesi’nden gelen limon ve portakalların, bölgeye has elma ve patateslerin muhafaza edilip, ülke geneline dağıtımı yapılıyor.
Ortahisar Kalesi
Bölgeye vardığınızda dikkatinizi çekerek içinizi ısıtacak şirin tarihi evler kadar kasaba merkezindeki yaklaşık 90 metre yüksekliğindeki o meşhur Ortahisar Kalesi tüm heybetiyle görsel bir şölen sunuyor.
Kale eteklerinde şu anda da konaklama yerleri ve restoranlar gibi tesisler bulunuyor. Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen ancak tarihi kesin olarak belirlenemeyen kale Ürgüp ve Göreme arasında yer aldığı için geziniz sırasında buraya Göreme gezilecek yerler başlığı altında da rastlayabilirsiniz. Barınma ve korunma amacıyla yapılmış olan kale içerisinde birbirine bağlı çok sayıda tüneller ve odalar yer alıyor. Biraz zahmetli gibi gözükse de tırmanış sonrası kalenin zirvesine ulaşarak muhteşem bir manzarayı izlemek ve kartpostal tadında fotoğraflara sahip olma şansını yakalamış oluyorsunuz. Kaleye Ürgüp ve Göreme’den kalkan otobüslerle de ulaşım sağlanabiliyor.
Kaleden sonraki gezi rotanızı belirlerken aklınızda bulundurmanız gereken Balkan Vadisi’nde yürüyüş yapma imkânı sunarak İbrahimpaşa Köyü’ne kadar gezmenizi sağlayan yürüyüş turlarının yapıldığıdır. Yürüyüşe pek sıcak bakmazsanız bisiklet turu ya da balon turlarına da katılabilirsiniz. Kızılçukur Vadisi yürüyüşlerin yapıldığı ve günbatımında en güzel manzaralardan birini yaşatan yerlerden birisidir. Vadide doğal kaya oluşumları, bitki örtüsü ve sıra dışı renklerle bezenmiş kayaların ortaya çıkardığı manzara eşliğinde yürüyüş yaparak doğanın tadını en güzel şekilde çıkarabilirsiniz.
İshak Kalesi
Ancak kaleden sonra rotanızı bir diğer önemli yapısı olan İshak Kalesi’ne ve çevirebilirsiniz. İshak ve Ortahisar Kaleleri arasında bu tünellerin bağlantılı olduğu ve geçişlerin bu şekilde gizlice gerçekleştirildiği söyleniyor. Özellikle savaş dönemlerinde bu tüneller sayesinde ibadethane ya da evlere giderken çok sık kullanıldığı, savunma ve yaşam alanı olarak tercih edildiği biliniyor. Ortahisar Kalesi’nin hemen karşısında yer aldığı için iki kaleyi peş peşe gezmek son derece kolay.
Ortahisar Etnografya Müzesi (Ortahisar Kültür Müzesi)
Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan Ortahisar Etnografya Müzesi, 1916 yılında inşa edilip çok uzun süre 12 odalı bir otel kullanılmış. Şu an etnografya müzesi olarak hizmet sunuyor olması sayesinde Türk hamamı, kına gecesi, Kağnı arabası, seyyar berber, pekmez ve ekmek yapımı gibi bize özgü yaşantılardan kareler ziyaretçiler için canlandırma şeklinde sunuluyor. Aynı zamanda Ortahisar Kültür Müzesi olarak da bilinen bu yapı için her yıl 27 Nisan önemli bir tarih çünkü o gün oda orkestrası konserine ev sahipliği yapıyor. Geziniz bu tarihe gelirse, konseri de kaçırmadan Kapadokya gezinizin unutulmayacak anlarına bir yenisini daha ekleyebilirsiniz.
Hallaç Manastırı
13.yüzyılda yapıldığı düşünülen Hallaç Manastırı, merkeze yaklaşık 1 km uzakta bulunuyor. Kısmen çökmüş olan bina hiçbir zaman gördüğü ilgiyi yitirmeyen özel yerlerdendir. Bir diğer adıyla Hastane Manastırı olarak da bilinen yapı, Ürgüp-Ortahisar yolu arasında, Hallaç Deresi mevkiinde yer alıyor. Hem manastır hem kilise olmasıyla bir başka örneği olmayan bu sıra dışı yapı adını Hallaç Deresi’nden alıyor. Manastırın çevresiyle bağlantısının tünellerle sağlandığı biliniyor. Hallaç Manastırı farklı freskleri ve rölyefleriyle ziyaretçilerine tarihi hakkında önemli bilgiler sunuyor.
Üzümlü Kilise
Üzümlü Kilise, bölgenin batısında yer alan önceden de bahsettiğimiz eşsiz manzarasıyla büyüleyen Kızılçukur Vadisi’nin girişinde, yani Ortahisar’ın merkezine 3,5 km uzaklığında bulunuyor. 19. Yüzyıla ait bir Rum kilisesi olan bu yapıyla ilgili üzücü durum duvarlarının sprey boya yazılarıyla tahrip ediliyor olması. Kilisenin hem içindeki hem de dışındaki duvar resimleri ve plastik bezemelerinin zenginliğine gölge düşüren bu yazıların önüne geçmek için çalışmalar yürütülüyor. Kilisenin taç kapısını çevreleyen kemer salkım ve üzüm motifleriyle süslenmiş ve kitabelik kısmının her iki yanında da azizler tasvir ediliyor. Farklı mimari yapısıyla görenleri etkileyen kilisenin içindeki freskler de biraz yıpranmış durumda olsa da, yine de bu etkileyiciliğini yitirmemiş durumda.
Cambazlı Kilise
Dere yatağı üzerindeki yamaçta yer alan ve adını bulunduğu mahalleden alan Cambazlı Kilise aynı zamanda Sarıca Kilisesi olarak da biliniyor. Geniş bir kaya grubu ucunda koni içerisine oyularak yapılan kilise geçirdiği restorasyon çalışmaları ardından 2002 yılında da Kültürel Miraz Büyük Ödülü’nü almıştır. Merkeze uzaklığı yaklaşık 4 km olan kilise Bizans mimarisiyle inşa edilmiş ve 9. Yüzyıla ait olduğu bilinen kapalı Yunan hacı ve üç yapraklı yonca figürlerinin karışımıyla sunulan önemli bir yapıdır.
Pancarlık Vadisi ve Pancarlık Kilisesi
Bölgenin en önemli kiliselerinden birisi de Pancarlık Kilisesi ve buraya ev sahipliği yapan önemli bölgelerden birisi olan Pancarlık Vadisi’dir. Yine merkeze yaklaşık 4 km uzaklıkta bulunan Pancarlık Vadisi farklı renklerdeki kaya oluşumları nedeniyle ve manzarasıyla Kapadokya bölgesinin en özel vadilerinden birisi olarak biliniyor. Pancarlık Vadisi ve Pancarlık Kilisesi yazımızı detaylı bilgi için inceleyebilirsiniz.
Pancarlık, Kepez ve Sarıca kiliseleri vadide yer alıyor ve her biri çok özel duvar süslemeleriyle dikkat çekiyor. Vadide rastlayacağınız güvercinlikler, gözetleme kuleleri, manastır ve şapeller buraya gezinizin büyük bir bölümünü ayırmanıza neden olabilir. Birbirinden güzel ve etkileyici mimari oluşumlar ve vadi manzarasıyla yeterince zaman ayırdığınıza emin olmadan dönmemelisiniz.
Kapadokya’daki yaşantıya doğrudan tanık olmak için öncelikle gezilmesi gereken yerlerden biri olan Ortahisar Bölgesi, Ürgüp, Avanos, Göreme, Uçhisar gibi diğer bölgelerin arasında ve yakınında yer alıyor. Bu nedenle gezi rotanızı oluştururken unutmadan birkaç noktaya da değinmekte fayda var. Kızılırmak’ın iki yakasına kurulmuş olan ve halıcılık, çanakçılık gibi el işleriyle ünlü olan Avanos gezilecek yerler bakımından zengin bölgelerden birisidir. Burayı da en iyi şekilde gezmek için en az 1 gün hatta rahatlıkla gezmek için 2 gününüzü ayırmanız gerekebilir. Her bölgenin kendine has güzellikleri olduğu gibi burada da yeraltı şehirlerine, kervansaraylara ve kral mezarları gibi kilise dışındaki önemli yapılara rastlanıyor.
Her bölgesi birbiriyle yarışır derecede kıymetli, tarihi, eşsiz güzelliklerle dolu olan Kapadokya’nın hakkını gezinizi zaman kısıtlaması olmadan verebilirsiniz. Bunun için en az 1 hafta 10 günlük bir kaçamak ayarlayarak hiçbir güzellikten eksik kalmadan gönlünüzce gezebilirsiniz.
Henüz Kapadokya’ya gitmediyseniz ilk işiniz kesinlikle yaklaşık 10 günlük bir tatil dönemi ayarlayıp, ister bireysel ister çok uygun fiyatlarla sunulan Kapadokya Turlarından faydalanarak yola çıkmalısınız. Burayı ilk defa ziyaret eden herkes gibi, bunca zaman yaşadığımız topraklarda böyle bir güzelliğin varlığını bilip görmek için bu kadar gecikmiş olduğunuz için pişman olabilirsiniz. Bu nedenle kesinlikle gezi sürenizi çok iyi ayarlayarak her bölgenin kendini meşhur kılan tüm güzelliklerini detaylı bir şekilde gezip görmeniz gerekiyor.
Gezinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de ünlü olan Kapadokya’da çay kenarlarında konumlanan restoranlarda keyifli ve lezzetli yemekler yiyebilir, bölgeye has üzümlerde elde edilen nefis şarapların tadına bakabilir, mümkün olduğunca orijinalliğini korumaya çalışarak restore edilen kayaya oyma otellerde konaklayarak bambaşka diyarlara kısa yolculuklar yapabilirsiniz.