Peribacaları, yeraltı şehirleri, dağları, vadileri, kırları derken, cümlelere sığmayan birçok sıfatla anılan Kapadokya’nın sanatçı kimliğini öne çıkaran bir festival ‘Uluslararası Avanos Turizm ve El Sanatları Festivali!’ Böylesine güzel ve böylesine özel bir coğrafyanın insanından sanatçı olmaması da beklenemezdi zaten.
Uluslararası Avanos Turizm ve El Sanatları Festivali
Bölgenin turizm gücünü perçinleyen, ABD’de, Japonya’da veya dünyanın çok uzak bir yerinde bir evin sehpayı süsleyen Avanos sanatının anıldığı festivalde, el sanatlarının yaşaması ve gelecek nesillere aktarılması için her yıl zanaatkarlar ve eserler buluşuyor.
Kapadokya’nın sonbahar mevsiminde, eylül ayının ilk günlerinde başlayan festivalde Avanos’un çanak çömlek çarkları bir film platosu gibi ana mekana dönüşüveriyor. Kızılırmak’ın armağanı killi toprağın hamura, hamurun çömleğe dönüşmesini izlerken her ne kadar ‘ben de yaparım’ diye içinizden geçirseniz de, çarka geçip denemeye kalktığınızda bir vazo veya ortası çukur bir çömlek yapmak bile dünyanın en zor işi haline gelebiliyor. Ya da bir halı tezgahında bir düğüm atmanın, bin düğüm atmanın ve nihayetinde bir desen gibi durana kadar kaç bin düğüm atıldığının emeğini ancak aylar sonra kızaran parmaklar ve şişen gözlerle anlayabiliyorsunuz. İşte bu emeğin adı da Avanos sanatı.
Avanos sanatının daha büyük bir coğrafyada tanınması, ömrünün uzaması, namının yayılması için düzenlenen festivalde sanatçılar ve yazarlarla buluşabiliyor, biraz Kapadokya biraz sanattan konuşup sanata dokunabiliyorsunuz.
Her yıl farklı aktivitelerin eklendiği, şiir dinletilerinin yapıldığı, seramik, fotoğraf ve resim sergilerinin açıldığı festival adeta bir sanat şöleni. Üstelik sanatın sergisi de bölgenin sanat eseri olan tarihi evlerinde yapılıyor. Kapısından girdiğiniz her serginin duvarı, taşı, nişi buram buram sanat kokuyor. En son 2017 yılında 8 – 10 Eylül tarihleri arasında yapılan ve 3 gün süren festivalin her gününde farklı konular paylaşılıyor. Çarkın başına geçip maharetlerin sergilendiği çömlek yarışmaları düzenleniyor. Kendinize güveniyorsanız ya da heves ediyorsanız kendi sanat eserinizi kendiniz yapıyor, gerçek sanatı gerçek sanatçıdan görmek istiyorsanız ustasının çark seremonisinden izliyorsunuz.
Avanos El Sanatları
Avanos’a özgü el sanatlarını halı, kilim dokumacılığı; Çorap, örgü sanatı ve çömlekçilik olarak ayırmak mümkün.
Avanos’da halıcılık denilince ilk akla gelen göbekli halı motifleri. Tıpkı Yılanlı Kilise gibi yılanların sarmal olduğu motifler, madalyonlu kompozisyonlar da diğer sık rastlanılan desenler. İlham kaynağı kiliselerindeki frekslerden mi, yoksa eşsiz bir hayal gücünden midir bilinmese de, Türkiye’nin en güzel halılarının dokunduğu yerler arasında Kapadokya başı çekiyor. Bölgede geleneksel halılar ‘Istar’ denilen bir tezgahta yöre kadınları tarafından dokunuyor. Kök boyalarından elde edilen yeşilin tonları, sarı, vişne, siyah, kahverengi ise halılarda en çok kullanılan renkler arasında yer alıyor.
Kapadokya’da kilimler ise daha çok geometrik şekilli olarak en çok Gülşehir ve Kozaklı bölgelerinde dokunuyor. Yünden ipliklerle yapılan kilimler kullanış amaçlarına evladiyelik, heybe, çuval gibi ürünlere ayrılıyor.
Culfa yine Kapadokya’ya özgü kaba kumaş dokuması. Günümüzde giyimde farklı bir tarz yaratan şalvarlar, bele sarılan kuşaklar birer çulfa örneği. Özellikle Ürgüp ve Göreme’de yoğunlaşan bir tezgah tipi çalışması olan bu dokumalara turistler yoğun iliği gösteriyor.
Örgü sanatı dantel gibi ince tığ işlerinin yanında lif, patik gibi örgü sanatlarını da kapsıyor. Kapadokya’da dantele ‘tentene’ deniyor. Mil tekniğiyle üretilen çoraplarda yöre erkek çorapları sade beyaz renkten dokunurken, kadın çoraplarında ise desenler kullanıyor. Bu desenlere yöre dışındakilere garip gelen ‘sığır sidiği’, ‘bıtrak’, ‘sırçan dişi’ gibi isimler konulmuş. Tığ işi oyalar, mekik oyaları ve iğne oyaları da Kapadokya’nın çalışkan kadınlarının say say bitmez diğer hünerleri arasında.
Kapadokya’da Ürgüp’te, Göreme’de ve Avanos’ta pazarları gezerken tezgahlarda bu ürünlerle bol bol karşılaşıyorsunuz. Dulların, alım gücü düşük kadınların el emekleri göz nuru olan bu ürünlere bakmadan ve almadan geçmeyin, çünkü bu ürünler onların yegane geçim kaynakları.
Avanos Çömlekçiliği
Miladı Hititlere dayanan Avanos çömlekçiliği babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiş, ülkemize prestij katan değerlerden. Hititlere çanak çömlek yapmayı ise Mezopotamya’ya ticaret için gelen Asurlular öğretmiş. Dağlardan gelen bir nimetin, yani çamurun işlik denilen atölyelerde maharetli ellerce şekillendirilmesi demek olan çömlekçilik Avanos’un simgesi. Hatta öylesine özdeşleşmiş ki, ‘Kör de bilir Avanos’un yolunu testi bardak kırığından bellidir’ demiş Şair Seyrani. Öylesine prestijliymiş ki kızlar eş seçerken kolu saatli, eli maharetli, düdüklü tencereli koca ister, aileler kızlarını çömlekçi olmayana vermezlermiş.
Plastik kullanımı artınca kısa bir duraklama geçiren çömlekçilik sanatı 1980’li yıllardan sonra yeniden canlılık kazanmış. Günümüzde ise Avanos ‘Kapadokya’nın El Sanatları ve Alışveriş Merkezi’ olarak tanınıyor.
Dünyanın pek çok yeri farklı güzelliklerle dolu olsa da hep söylüyoruz, Kapadokya’nın bir eşi daha yok. Bu güzel coğrafyanın taşının toprağının hatta dağlarındaki bitkilerin bile kök boyası olarak sanata yaptığı katkı ise bir festivali değil, bin festivali hak edecek kadar değerli. Uluslararası Avanos Turizm ve El Sanatları Festivali’nin olduğu tarihlerde Kapadokya’daysanız siz de katılın diyoruz.
İyi festivaller, iyi seyirler dileğiyle…