Kapadokya Pers sözlüğünde ‘’ Güzel Atlar Ülkesi’’ demek. Zamanında Hititlere, Perslere, Romalılara, Friglilere, Bizanslılara, Selçuklulara ve Osmanlıya ev sahipliği yapmış olan Kapadokya, bundan milyonlarca yıl öncesinde Erciyes’in, Güllüdağ’ın ve Hasan Dağ’ın püskürttüğü lavlar ile oluşan ve zamanla rüzgârın aşındırdığı peri bacaları ile ünlü. Bölgeyi tamamen kaplayan peri bacalarının yarattığı atmosfer ise buraya gitmeniz için tek bir neden bile olabilir.
Her mevsimi aynı güzel her saati farklı bir mevsim olan Kapadokya Nevşehir, yılda binlerce turisti ağırlayan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’ne de sahip. İçinde ilkleri barındıran bu müze bölgenin hem tarihi hem de kültürel izlerini taşıyor. Türkiye’nin ilk el yapımı bebek müzesi olma özelliğini de taşıyan müze özel müze olarak tarihe geçmiş durumda.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
Mustafapaşa Ürgüp’ün şirin mi şirin bir kasabası. Hem restore edilen hem de henüz enkaz halinde bulunan yapıların bir arada olduğu tarihle iç içe bir kasaba. Eski adıyla ‘’Sinasos’’ olarak bilindiğini de söyleyelim ki bu ismiyle duyduğunuzda şaşırmayın.
Peri bacaları, uçan balonlar, onlarca yeraltı şehri ve mağaralar… Kapadokya hem doğal güzelliklerin hem de kültürel mirasın en iyi örnekleri arasında bulunuyor.
Ürgüp’e yaklaşık olarak 10 km uzaklığında bulunan Mustafapaşa (Sinasos), el değmemiş birçok tarihi yapıta ev sahipliği yapıyor.
Mustafapaşa’da 170 yıllık bir konak bulunuyor. Sırf buraya gelmek için bir neden olarak bile bu konağı görebilirsiniz. Bu konağın bu denli eski olmasının yanında müze olma özelliği de bulunuyor. Kültür Bakanlığı’na bağlı olmakla birlikte özel müze özelliği de taşıyan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi bu konakta yer buluyor. Bu müze ‘’ Bebek Müzesi’’ olarak da biliniyor.
Bebek Müzesi’nin kurucusu Sibel Radiye Kül, yaptığı açıklamalarda küçüklüğünde kitreden bebekler yaptığını söylüyor. Zaman geçtikçe herkesin dikkatini çekmeye başlayan bebek koleksiyonunun tamamı el yapımı bebeklerden oluşuyor. Zamanla tematik bebeklerin de yapımına başlayan Sibel Radiye Kül, bebek cenneti yaratmayı başarmış.
Sibel Radiye Kül’ün bebeklerini yapmaya başladığı kitre, Anadolu’da kırsal kesimlerde yetişen bir yabani bitkiden elde ediliyor. Yabani bitkinin özsuyu olan kitre, havada katılaşıyor ve yapışma kabiliyeti ise az olan bir madde. Beyaz ve krem renklerinde bulunabiliyor ve plaka ya da şeritler halinde yer alan bir zamk cinsi.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’nde yaklaşık olarak 3 bin adet el yapımı bebek bulunuyor. Bu müzenin bebek müzesi olarak bir üne kavuşmasının yanında diğer bebek müzelerinden ayıran bir özelliği de bulunuyor. El yapımı bebeklerin tarihi anlatmalarına ilişkin bir müze olma özelliği ile sadece bebek müzesi özelliği taşımıyor.
Binlerce el yapımı bebeklerin bulunduğu müzeye dünyanın birçok farklı yerinden de el yapımı bebekler hediye olarak geliyor. El yapımı bebek müzesi tarihte yer alan efsaneler ve destanları anlatmakla kalmıyor ta ki Cumhuriyet dönemine kadar olan bolca zamanı da işliyor.
Müzeyi gezmek sadece el yapımı bebekleri görmek için değil aynı zamanda kültürü ve tarih de görmek amacıyla büyük önem taşıyor. Dünyanın pek çok yerinden hediye gelen el yapımı bebekler ile de sadece kendi tarihinizi değil dünya tarihini de en derin izleri ile öğrenebiliyorsunuz.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Yunus Emre, Mevlana, Nasreddin Hoca, Âşık Veysel, Dede Korkut, Hacı Bektaşi Veli, Köroğlu ve Cihan Pehlivanı Koca Yusuf gibi isimlerin dekorlu bir şekilde anlatılmasına olanak sağlamıştır. Tüm bunların yanında Osmanlı padişahlarının, sarayda yaşayan kadınların ve esnafların da resmedildiğini göreceksiniz. Şerbetçilerden bezirgânlara, oyuncakçılardan macunculara kadar birçok görünüm ile tarihinizi öğrenirken nostalji görüntüler arasında da geçmişinizi yâd edeceksiniz.
Hem yurt içinden hem yurt dışından tarihi en güzel yansıtan izler taşıyan müze her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Hem çocukluğunuzdan izler bulabileceğiniz hem de tarihi öğrenebileceğiniz müzenin bir kısmı ise butik otel ve cafeden oluşuyor. Böylelikle yüzlerce el yapımı bebek bulunan müzeyi gezdikten sonra bir yer arama zahmetine girmeden dinlenme ve karnınızı doyurma alternatifleri de mevcut. Teras kısmında yudumlayacağınız bir çay ile manzaranın keyfini çıkarabilir ve burada bulunan yöresel kahvaltı ile güne güzel bir başlangıç da yapabilirsiniz.
150 yıla dayanan geçmişi ile hem dış görünüşü hem de iç görünüşü bakımından bir tarih birikimi olan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, Türkiye’nin ilk el yapımı bebek müzesidir. Çoğu yapının aksine aslına uygun bir restore şekline sahip olduğu için de izlerini kaybetmeden günümüze kadar getirmiş. İçinde bulunan kemer odaların duvarları o zamanın ressamı olan Kostas Meletiyadis’in resimleri ile süslenmiş, yıldızların izlenebildiği fotoğraflarda yan yana olan üç pencere yapılmış ve ahşap sedirleri ile de süsleme tamamlanmış. Yapıda bulunan taş işçilikleri ve de ahşap oymalar ile rengârenk bir dünyanın kapısını açmak için sizler de bebek müzesini gezebilirsiniz.
Serkan ve Radiye Paydak, anne oğul olarak emek verdikleri bebek müzesi için insanların gezerken yanı zamanda burada kalabilmeleri için de alternatifler düşünmüşler. Müzenin butik oteli 3 kısımdan oluşuyor. Osiana, Sinasos ve Şapel isimleriyle anılan üç bölümüm dışında aynı zamanda yetişkinler için kukla, taş bebek, ahşap boyama, ve resim atölyeleri de yer alıyor.
El emekleri ile geçmişe ışık tutan Radiye Paydak, kendi emeklerini yurdun her yerinde kış mevsimlerinde tanıtıyor. Her yıl hem yerli hem de yabancı binlerce turist el yapımı bebek müzesi için Mustafapaşa’ya geliyor.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Nerede Nasıl Gidilir
Kapadokya’nın başarı hikâyesini oluşturan müzelerden biri olan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, Ürgüp’e bağlı olan Mustafapaşa’da yer alıyor.
Ürgüp’e bağlı olan Mustafapaşa kasabası yaklaşık 30 kilise ve şapelle içeriyor. 1024 yılında yapılan nüfus değişimine kadar olan sürede yaşayan Hristiyanların sayesinde bölgede birçok taş işlemeciliği izleri taşıyan yapı ve ibadethane yer alıyor.
Geçmiş zamanda Mustafapaşa adı Sinasos olarak biliniyordu ve burada 600 Rum ile 150 Türk aile yaşıyordu. Burada bulunan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi (Bebek Müzesi)de hem tarihsel hem de kültürel olarak derin izler taşıyor. Mustafapaşa’Da Asmalı Konak hem otel hem de restoran olarak yerli ve yabancı turistlere büyük hizmetler veriyor.
İlk el yapımı bebek müzesi olan Mustafapaşa’da yer alan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesine nasıl gidilir sorusu ise yine çok sorulan sorular arasında. Nevşehir’e 30 km uzaklığında bulunan havaalanı sayesinde hem havayolu hem de karayolu kolaylıkla kullanılabiliyor.
Türk Hava Yolları, Anadolu Jet ve Pegasus, Nevşehir Havaalanına indiğinden dolayı kolaylıkla havayolunu kullanabilirsiniz. Ürgüp bölgesi Ankara’ya 276 km, İstanbul’a 764 km ve İzmir’e de 779 km uzaklıkta bulunuyor.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Giriş Ücreti
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi giriş ücreti ise sadece 12 TL. Kişisel bir müze olduğundan dolayı müze kart geçerli olmayıp tam 12 TL öğrenci ise 8 TL gibi bir ücret isteniyor.
Mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz.