Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı derken, her dinden insanın geçmişte ‘memleketim’ dediği Aksaray gezilecek yerleri, biriktirdiği anılarıyla günümüzde turizmin gözdesi. İpek Yolu’nun merkezlerinden olan il, birçok evliyanın gelip geçtiği şehir olarak da anılıyor.
Not : Sayfamızda Aksaray’da gezilecek ve görülecek yerleri detayları ile bulabilirsiniz. Aksaray Kapadokya merkezinden biraz uzak da olsa kesinlikle görülmesi gereken bir çok yer mevcut. Aksaray’ı deneyimleyebileceğiniz en iyi turlardan bir tanesi Ihlara Vadisi Tur’u dur. Ihlara vadisi turuna katılarak Ihlara Vadisini, Derinkuyu Yeraltı Şehri’ni , Selima manastırını görebilecek, profesyonel rehber eşliğinde bölgenin tarihi hakkında önemli bilgiler edinebileceksiniz. Rezervasyon sayfamızdan iletişime geçebilirsiniz.
Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya bölgesinin en özel şehirlerinden Aksaray, sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli tarih hazinelerini barındıran yerlerden. Aksaray gezilecek yerler açısından bir hayli zengin. Vadileri, peribacaları, perili yeraltı şehirleri, kiliseleri, mabetleri derken uzun bir liste oluşturan rotasında en önemli yerleri sizler için derledik. Kışları sert geçen şehri özellikle bahar aylarında görmenizi öneriyoruz.
Ihlara Vadisi
Dünyanın en güzel vadilerinden olan Ihlara Vadisi’ne Kapadokya’nın giriş kapısı da diyebiliriz. Tarihte adı ‘Peristremma’ olarak anılan vadinin içinden Melendiz Çayı geçerken doğasını yeşertip, ağaçlarından meyvelerin sarktığı, sularında balıkların oynadığı gizli bir cennete dönüştürüyor. Duvar gibi dik kayalıklarla çevrili, derinliği neredeyse 120 metreye kadar inen vadide, bağlar bahçelerle kaplı yeşil bir şeritle karşılaşıyorsunuz.
Vadinin üst kısımlarında karasal bir iklimin etkisini hissederken, içine indiğinizde birden Akdeniz iklimine giriveriyorsunuz. Hasan Dağı’nın lav püskürmesiyle çöken alanda yüzyıllar süren ırmak aşındırmasıyla oluşan vadi, kendini dış dünyadan soyutlayan izole görüntüsüyle ilk Hristiyanların sığınağı olmuş. Kayalara oyularak yapılmış onlarca kilise, İncil’den sahneler çizilmiş sanat eseri birçok fresk, bu vadiyi bir tarih hazinesi olarak dünyanın tanıdığı bildiği bir yer haline getiriyor. Ihlara’dan başlayıp 14 km boyunca Selime’ye kadar devam eden bu vadide tarih M.S. 4. Yüzyılda başlıyor. Kiliseleri ise sizi yüzyıllar öncesindeki büyüsünün içine çekiveriyor.
Vadide 105 dini yapı olmasına rağmen günümüzde sadece 14 tanesi gezilebiliyor. Bu kiliselerden bazıları;
Ağaçaltı Kilisesi
Muhteşem Ihlara Vadisi kiliselerinden Ağaçaltı Kilisesi’nin girişi toprağın altında bulunuyor. Serbest haç planlı yapılmış kiliseyi gezmek istediğinizde ikinci katından giriş yapabiliyorsunuz. Kilisenin içindeki silinmiş freskler ise sizi hayal kırıklığına uğratmasın. Hazreti İsa’nın göğe yükselişi, havariler ve peygamberler gibi Hristiyanlık tasvirleri ile İncil’den sahnelerin bazılarını hala görebiliyorsunuz. Kilise zamana yenik düşse de günümüzde bile büyülü bir atmosfer. Ağaçaltı Kilisesi’ni vadiye girişte merdivenlerden inerken göreceksiniz.
Karagedik Kilisesi
Yabancıların Saint Ermolaos, bizlerin ise Karagedik dediği kilise dik bir kayanın üzerinde yükseliyor. XI. Yüzyılda inşa edildiği düşünülen kilise Bizans sanatını yansıtan Kapalı Yunan Haçı mimarisi ve çoğu tahrip olmuş freskleriyle vadiye inmişken gezin diyeceğimiz yerlerden.
Kırkdamaltı Kilisesi
Güzelyurt ilçesinde Belisırma Köyü’nde bulunan kilisenin yapılış tarihi kitabesinde yazana göre 1283 ila 1295 arası. Gürcü Prenses Tamara tarafından yaptırılan kilisenin duvarlarında Hazreti İsa’nın göğe yükselişi, çarmıha gerilişi ve Hazreti Meryem’in yer aldığı sahneleri görmek mümkün.
Sümbüllü Kilise
Vadi içindeki en güzel kiliselerden biri olan Sümbüllü Kilise’nin bir manastır kompleksinin parçası olduğu düşünülüyor. Yapılış tarihinin ise XI. –XII. yüzyıllar olduğu tahmin ediliyor. Kilise kısmı dikdörtgen planlı, manastır olduğu kabul edilen bölüm ise iki katlı olarak kayalara oyulmuş yapıda Mikail ve Cebrail melekleri arasında Hz. Meryem, azizler ve İncil’den sahneler içeren freskler göreceksiniz.
Pürenli Seki Kilisesi
XI. yüzyıl başıyla XII. yüzyıl arasına tarihlenen fresklerinde Hazreti İsa ve Hazreti Meryem, azizler, İncil’den kısa hikayeler göreceğiniz kilisenin Narteks zemininde mezarlara rastlanmış. Freskler hala can alıcı ve hala mükemmel.
Ala Kilise
Hristiyanlığın ilk dönemlerine ait kilise Ihlara’daki her kilise gibi kayalardan oyulmuş gizli mabetlerden. Küçük girişler ve pencerelerle dünyevi bağlantı kuran kilisenin fresklerinde Hazreti İsa’nın doğumu, Mısırlı Meryem, Son Akşam Yemeği gibi İncil tasvirlerini göreceksiniz.
Bahattin Samanlığı Kilisesi
Henüz tarihi değerlerin kıymeti tam olarak bilinmezken 1950’li yıllarda bir dönem samanlık olarak kullanılan kilise Ihlara Vadisi sınırlarında, Belisırma Köyü’nde bulunuyor. Kilise ne zaman yapılmış kesin olarak bilinmese de X – XI. yüzyıllar arasında yapılmış olabileceği tahmin ediliyor. Kilisenin freskleri ise hala iyi durumda ve Hazreti İsa’nın yaşamından kesitler, Petrus ve Cebrail ile İncil’den sahneler tasvir ediliyor.
Yılanlı Kilise
Yılanlı Kilise adını batı duvarında yılanlar tarafından ısırılan dört kadın tasvirinden alıyor. Tasvirdeki hikaye ise oldukça ibret verici. Birinci kadın çocuğunu terk eden, ikincisi çocuklarını beslemeyen, üçüncüsü iftira atan, dördüncüsü ise itaatsiz davranan kadın. Görülesi, gezilesi Ihlara kiliselerinden…
Bezirhane
Bezirhane, eski zamanlarda aydınlatmada kullanılan bezir yapının üretildiği yer. Dağlardan toplanan Izgın otundan çıkarılan yağ yeraltı şehirlerinde, kiliselerde ve evlerde kullanılıyordu.
Belisırma Köyü’nde bulunan kayalara oyularak yapılmış Bezirhane’yi Ala Kilise’nin hemen yanında göreceksiniz. Kemerli bir girişi olan yapının içinde ise ahşaptan yapılmış bezir yağı havuzu bulunuyor. Yapı 12. ve 13. Yüzyıllara tarihleniyor.
Selime Katedrali ve Peribacaları
Ihlara Vadisi’nin çıkış noktası olan Selime kasabası Güzelyurt’a bağlı. Tarihi belgelere göre eskiden bir pazar bölgesi olan kasaba bu yüzden her daim kalabalık, her daim hareketli olan bir noktaymış. Kervanların dinlenmesi, yolcuların ibadet edebilmesi için yapılan katedral ile din adamlarının yetiştirildiği manastır yüzyıllar geçmesine rağmen hala önemli. Bizans sanatını yansıtan kaya kiliseleri, sığınakları, mezarlarıyla Selime, Aksaray’ın ‘mutlaka görün’ diyeceğimiz yerlerinden.
Ziga Kaplıcaları
Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinin Yaprakhisar Köyü’nde bulunan kaplıcalar, tarihi ile, doğası ile büyüleyici bir coğrafyanın en güzel noktalarından. Bedensel ve ruhsal dinginlikle yenileceğiniz Ziga kaplıcalarında su sıcaklığı 47 derece ve barındırdığı minerallerle kadın hastalıklarından, romatizmaya birçok hastalığa iyi geliyor. Bölgede çok fazla tesis yok, çünkü burası koruma bölgesinde ve yapılaşmaya müsaade edilmiyor.
Zinciriye Medresesi ve Aksaray Müzesi
Zinciriye Medresesi kesme taştan ince bir mimariyle yapılmış, Selçuklu tarzında bitkisel motiflerle bezenmiş, zaman zaman restore edilmiş ve hala sağlam, hala etkileyici. 15. yüzyıldan, Karamanoğulları döneminden kalan Zinciriye Medresesi artık bir müze ve gelmiş geçmiş birçok Anadolu medeniyetinden izler taşıyor. Neler mi? Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Roma, Hellenistik, Frig, Bizans çağları ve tabii ki Türk medeniyetleri… Sayısı on beş bini aşan tarihi parçanın içinde bölgenin kültürünü yansıtan giyim eşyaları, halı, silah, para gibi eski eserlerde mevcut. Müze, Aksaray’ın merkezinde Zincirli Mahallesi’nde bulunuyor. Mutlaka gezin, birçok eşsiz uygarlığın kültürüyle tanışın.
Manastır Vadisi
Keşişlerin, azizlerin inzivaya çekilip ettiği duaların efsununu taşıyan Manastır Vadisi Hıristiyanlığın, özellikle de Ortodoks mezhebi felsefesinin Anadolu’ya yayıldığı yer. Aksaray’ın doğusunda kalan vadi Güzelyurt’ta bulunuyor. 4,5 km boyunca uzanan bu büyülü yerde sayısı elliye yakın kayalara oyulmuş manastır ve kilise var. Vadinin girişinde ise Bizans dönemine tarihlenen bir yeraltı şehri bulunuyor. Manastır Vadisi’ni gezerken çok uzun bir tarih yolculuğuna çıkmaya hazır olun.
Sultan Hanı
Konya – Aksaray arasındaki yol üzerinde bulunan Sultan Han’ın 1229’da Selçuklular döneminde Alaettin Keykubat tarafından yapıldığı söyleniyor. 5000 metrekarelik dev bir alana yayılan yapı aynı zamanda Anadolu’daki en büyük kervansaray. Bizans döneminden esintiler taşıyan mimarisiyle 13 metrelik oldukça gösterişli giriş kapısından girdiğinizde orta yerde bir mescit karşılıyor sizi. Sağ tarafında ise küçük bir pazar var. Kendinizi İpek Yolu’nu aşmış bir yolcu gibi hissedeceğiniz Sultan Han’a uğramadan Aksaray’dan gitmeyin.
Eğri Minare
İtalya’nın dünyaca ünlü Pisa Kulesi gibi eğri durmasından dolayı adına ‘Eğri Minare’ denilen yapı kırmızı tuğlalardan yapıldığı için ‘Kızıl Minare’ olarak da anılıyor. Aksaray’ın merkezinde gezerken siluetinden hemen tanıyacağınız bu minarenin yapılış tarihi ise Selçuklu Sultanlığı dönemine dayanıyor ve 1221 – 1236 yılları arasında Alaaddin Keykubat’ın babası Sultan I. Keyhüsrev tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Yanında göreceğiniz cami ise çok sonraları inşa edilen yapılardan. Önünde durup bir fotoğraf çektirin.
Aziz Gregorius Kilisesi
Güzelyurt ilçesinde bulunan erken Hristiyanlık eseri kilisenin M.S. 385 yılında yapıldığı sanılıyor. Sekiz köşeli haç planlı kilisenin çanı sonradan minareye dönüştürülüp cami olarak kullanılmaya başlamış. Bu dönüşüme rağmen hala Ortodokslar için önem taşıyan yapıda ahşap oymacılığının en güzel eserlerinden kök boyasıyla boyanmış İkonastisis ve Rus Çarı Nikola’nın gönderdiği Ahşap Anbon’un özel bir yeri var. ‘Kilise Cami’ tabirinin daha doğru tanımlayacağı bu tarihi yapının hemen yanında ise 35 basamaklı bir merdivenle inilen ayazma bulunuyor.
Çanlı Kilise
Aksaray’ın merkezine 17 km mesafede, Akhisar Köyü’nde bulunan Çanlı Kilise içinden çıkan çocuk mumyalarıyla ünlü. Bu kilise aynı zamanda Hasan Dağı’nın tam karşısında bir tepede olmasından dolayı en iyi panoramik fotoğraf çekeceğiniz yerlerden biri. Bizans sanatının en güzel örneklerinden olan kilisenin etrafında geniş bir alana yayılmış X. ve XIV. yüzyıla ait kaya yerleşimleri de bulunuyor. Kilisenin içinde Hazreti İsa, İncil’den hikayeler ve Havarilerinin resmedildiği fresklerle karşılaşacaksınız.
Paşa Hamamı
Aksaray gezilecek yerler arasında şehir merkezinde bulunan bu yapıyı, Zinciriye Medresesi’ni gezdikten sonra çıkışta hemen bitişikte göreceksiniz. 19. Yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen Paşa Hamamı, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in Seraskeri Ortaköylü Hacı Ali Paşa tarafından yaptırılmış. 6 kubbesi olan ve kesme taştan yapılan eser kadınlar ve erkekler hamamı olarak iki kısımda hala hizmet veriyor.
Aşıklı Höyük
Aşıklı Höyük Kapadokya bölgesinin, ülkemizin ve dünyanın en güzel vadilerinden olan Ihlara Vadisi’nin çok yakınlarında, 4,5 kilometre mesafedeki Kızılkaya Köyü’nde bulunuyor. Höyüğün Aksaray’a mesafesi ise 25 kilometre. Melendiz Nehri kıyısında 10.000 yıllık bir tarihe sahip Aşıklı’nın çanak çömleğin olmadığı Neolitik Çağ’da kurulan Kapadokya’nın ilk yerleşimi olduğu biliniyor. Buradaki kazılarda bulunan iki kafatasının üzerinde ameliyat izi olması da, tarihte bilinen ilk beyin ameliyatlarının burada gerçekleşmiş olabileceğine dair fikir veriyor. Bu kafataslarını ve çıkan değerli buluntuları Aksaray Müzesi’nde görebiliyorsunuz.
Acemhöyük
Şehir merkezine 18 km uzaklıkta olan Acemhöyük Yeşilova Köyü’nde bulunuyor. Höyükteki ilk yerleşimin tarihi ise Erken Tunç Çağı’na kadar uzanıyor. Yapılan kazılarda boncuklar, çanak çömlek kalıntıları, heykeller, fildişinden aletler ve altın süs eşyaları bulunmuş. Çok eskilerden biraz gizem tatmak istiyorsanız, Aksaray gezilecek yerler rotanıza eklemenizi öneririz.
Çatalhöyük
Hasan Dağı’ndan taşan lavların şimdilerin Çatalhöyük denilen yerleşiminin bir sakini tarafından M.Ö. 7000 – 6000 yıllarında resmedilmesi ve bu kabartmaların günümüze kadar gelebilmesi burayı daha da ilgi çekici kılıyor. Neolitik dönemden kalan bu höyük iki bin yıl boyunca kesintisiz bir yerleşimin izlerini taşıdığından Mezopotamya dışında bilinen en kalabalık yerleşim olduğu tahmin ediliyor. Höyüğün yapılan kazılarla 13 katı ortaya çıkarılmış. Kadın heykelcikleri ve leopar figürleri ise Çatalhöyük’te en çok rastlanan buluntular.
Güvercin Kayası
Aksaray gezilecek yerler arasında Anadolu tarihini ışıklandıran höyüklerden biri de Güvercin Kayası. Kalkolitik devre kadar inen geçmişi tarihçilerin ve tarihi seven turistlerin odak noktası. Çatalsu köyünde bulunan höyük Mamasın Baraj Gölü kenarında yüksek bir kaya üzerinde konumlanıyor. Kalekent modeli bir mimariye sahip bölge Anadolu’nun da ilk yerleşim yerlerinden biri.
Güzelyurt Evleri
Yunanistan’la Türkiye arasında nüfus mübadelesinin olduğu 1924’e kadar Güzelyurt’ta Türkler ve Rumlar bir arada yaşıyorlardı. Mübadele sonrası Rumlar Yunanistan’a gönderilerek, boşalan evlerine Türkler yerleştirildi. Aksaray’a gittiğinizde 19. ve 20. yüzyıllardan kalan Güzelyurt evlerinin aslına uygun restore edilmiş halleriyle karşılaşacaksınız. Her evin girişinde bulunan kitabede yapıldığı tarih ve sahibinin bilgileri bulunuyor. Bazılarında aileler oturmaya devam ederken çoğu butik otel ve restoran olarak hizmet veriyor. İlçenin ilk yerleşim yeri olan Aşağı Mahalle’de bulunan kilise etrafındaki kaya mekanlardan, arkası kaya, önü yapı konutlara kadar geniş bir mimari izleyeceğiniz Güzelyurt’ta evlerin çatılarının kemer sistemiyle yapılması yapıların neredeyse 200 yıldır ayakta kalmasını sağlamış. Nostalji solumak ve fotoğraf çekmek için bire bir…
Nora Antik Kenti
Hasan Dağı’nın eteklerindeki Nora Antik Kenti Helenistik dönemden kalma, Roma ve Bizans döneminde yoğun kullanılan önemli askeri üslerinden biri. Aksaray’a 30 km mesafede bulunan antik kentin içinde ilk göze çarpanlar ise haç planlı kiliseler, duvarlarını çevreleyen freskler ve küçük bir kale. Hepsi Erken Bizans dönemine tarihlenen buluntuların en yaşlısı M.S. 7. Yüzyıla ait.
Hasan Dağı
Kapadokya’da namı efsanelerle yürüyen, binlerce peribacasına lavlarıyla şekil veren yüce dağın adı Hasan Dağı. Asırlar öncesine dayalı bir rivayete göre, dağ ismini ömrünü burada geçiren adı Hasan olan yaşlı bir bilgeden alıyor. 3.268 metre yüksekliğindeki bu sönmüş volkanın aktif olduğu dönemlerde püskürttüğü lavları ilk resmeden ise Çatalhöyük halkından biri. Sporcuların tırmanış ve yürüyüş için tercih ettiği, kış sporlarının merkezi olan Orta Anadolu’nun bu en yüksek ikinci dağının zirvesinden Kapadokya’nın ve Anadolu platosunun muhteşem manzarasını izleyebiliyorsunuz.
Tuz Gölü
Ülkemizin ikinci büyük gölü tuzdan, beyaz bir rüya. Aksaray merkezden mesafesi 57 km olsa da bu rüyanın içinde gezinmek için gitmeye değer. Ülkemizin tuz ihtiyacının yüzde kırkını karşılayan gölde çıplak ayakla tuza basarak yürümek hem ruhunuzu hem de teninizi yumuşatacak farklı bir deneyim. Gölün göz kamaştıran beyazlığında bol bol fotoğraf çekmeyi de unutmayın.
Narlı Göl
Aksaray – Niğde sınırında olan Narlı Göl kalp şeklindeki görüntüsüyle kimilerine göre felsefi, kimilerine göre romantik bir anlam taşırken fotoğrafçıların da en sevdiği yerlerden. Durgunluğu ve krater gölü olmasından kaynaklanan farkıyla da kampçıların gözdesi. Suyunun termal özelliği taşıması başta romatizma ve sedef olmak üzere birçok hastalığa iyi geliyor. Tam Kapadokya’nın ortasında yer alan göl dört mevsim ayrı güzelliğiyle Aksaray’da mutlaka görün diyeceğimiz değişik bir coğrafya.
Ulu Camii
Aksaray gezilecek yerler arasında göreceğiniz Selçuklu eserlerinin en güzellerinden olan Ulu Camii’yi Kılıçarslan’ın oğlu Rükneddin Mesud yaptırmış. 811 yılında, Karamanoğulları döneminde ise onarımdan geçmiş. Kareye benzer bir planla kesme taştan yapılan Ulu Camii’ye Selçuklu motiflerinin hakim olduğu bir taç kapıdan giriliyor. Caminin içinde ise Selçuklu ahşap işçiliğinin en muhteşem örneklerinden bir minberle karşılaşıyorsunuz. Abanoz ağacından yapılan minberde Kuran-ı Kerim ayetleri ve Selçuklu sultanına methiyeler işli. Ulu Camii’nin Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan halılarını ise Aksaray Müzesi’nde görebiliyorsunuz.
Somuncu Baba Külliyesi
Esas adı Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri olan Somuncu Baba Osmanlılar döneminde Yıldırım Bayezid döneminde yaşamış, peygamber soyundan gelen bir evliya. İlk yaşadığı yer olan Bursa’da bir fırında yaptığı ekmekleri ‘Somunlar Müminler’ diyerek halka dağıtmasıyla tanınıyor. Sonraları talebeleriyle Aksaray’a gelen ve 1412 yılında burada vefat edip Evrah Kabristan’na defnedilen Somuncu Baba’nın türbesinden ve mescidinden oluşan külliyeyi de ziyaret etmeyi unutmayın.
Saratlı Yeraltı Şehri
Aksaray gezilecek yerler arasında şehrin merkezine 25 km mesafedeki yeraltı şehri üç kattan oluşuyor. İçerisinde ise Kapadokya yeraltı şehirlerinde rastlanan ahır, mutfak, ambar, odalar ve su kuyularından oluşan bir yaşam düzeni var. Bizans dönemine tarihlenen bu yeraltı şehrinde de mekanlar birbirine delhizlerle bağlanıyor.
Aksaray Saat Kulesi
Ahşaptan yapılan kulenin şehre kattığı ışıltı gerçekten de izlemeye değer. Aksaray’da bir hatıra fotoğrafı çektirmek için en sembolik yer olan saat kulesi gece ışıklandırmasıyla heybeti artan yapılardan. Üzerinde Osmanlı tuğrasının bulunduğu 10 metre uzunluğundaki kulenin dört yanından saati görmeniz mümkün.
Aksaray’a Nasıl Gidilir?
Kapadokya’nın kalbindeki şehre gitmek için en yaygın kullanılan ulaşım aracı otobüs. Şehre Türkiye’nin her yerinden birçok firma düzenli sefer yapıyor.
Havayoluyla Aksaray’a nasıl gidilir sorusuna ise verilecek iki cevap var. Şehre en yakın havaalanı olan Nevşehir Kapadokya Havalimanı veya biraz daha uzak olan Kayseri Havalimanı’na iniş yapabilirsiniz. Her iki havaalanından da şehre kalkan otobüs, minibüs ve taksi ağı bulunuyor. Büyük illerle Aksaray arasındaki karayolu mesafeleri ise şöyle,
İstanbul – Aksaray 690 km,
Ankara – Aksaray 242 km,
İzmir – Aksaray 686 km.
Aksaray’da keyifli keşifler dileriz.